7 Şubat 2011 Pazartesi

Bir Hobi Sahibi Olmak

Merhaba!

Benim bardağın dolu tarafına dik dik bakmamı sağlayan şeyler olacak bu blogda demiştim.  Bu durumda işe hobilerimle ve bir hobi sahibi olmanın modern insanın  hayatına kattığını düşündüğüm faydalardan başlamak iyi bir fikir olabilir :)  

Önce genel prensiplerden başlayayım, bana göre hobi nedir? Günlük iş koşuşturmamdan (buna belki kabaca "aslanın midesindekine ulaşma macerası" da diyebiliriz) kopardığım zamanlarda kendim için yaptığım aktiviteler bütünüdür.  Tabii bu tanıma yan gelip yatmayı ("camış modu"), dışarıda takılmayı veya sinemaya filan gitmeyi katmıyorum.  Bunlar da güzel ve lazım şeyler elbette ama benim için birer hobi değiller...   


Bir hobi sahibi olmanın en güzel yanı söz konusu aktivitenin bizi olduğumuz yerden çok uzaklara götürme yetisi. İhsan Oktay Anar “bir insanın hayatta yapabileceği en uzun/kapsamlı yolculukları hiç yerinden kalkmadan yapabileceğini” söyler. Bu benim hayatımda çok önemli yer tutan bir anlayış haline geldi. Bu biraz hayalperest yapımdan da kaynaklanıyor olabilir elbette... Ancak insanı durduğu yerden uzaklaştırabilen bir hobinin, özellikle yoğun çalışan insanlar için bir gereklilik olduğunu düşünüyorum. Aksi halde ciddi mutsuzluklar ve farkına varılmayan depresyonlar hayatımızda hüküm sürmeye başlayabiliyor sinsice. Herşeyin ötesinde insanın sadece kendisi istediği için birşeylerle uğraşması yadsınamaz bir özgürlük hissi yaratıyor ve bu hisse ne kadar muhtaç olduğumuzu çok zaman maalesef fark edemiyoruz. Bunun ötesinde hobiniz birşeyleri yaratmaya elveriyor ise bu da çok rahatlatıcı bir his. Ortaya çıkan bir ürünü (fotoğraf, müzik, model, yazı vs...) sahiplenebilmek insanı güçlü ve tamamlanmış hissettirebiliyor. Ayrıca “başarma”nın verdiği ruhani tatminin yerine herhangi başka şeyi koymak çok güç. Tatminsizliğin hüküm sürdüğü dünyamızda bu ufak kişisel zaferlere aslında o kadar çok ihtiyacımız var ki... Bir de tabii hobilerimizin herşeyin ötesinde çok zevkli uğraşlar olduğunu da unutmamak lazım, sadece eğlenmek için bile değer hobilerimize ayırdığımız zamana!

BDT'de oldukça zamanımı alan modelcilikten uzun uzun bahsedeceğim, resimlerle ve hikayelerle süsleyeceğim yazılarımı. Buna ek olarak yelkenden, danstan ve yemek yapmaktan da yeri geldikçe bahsedeceğim. Ufak tefek gezi yazılarım da olacak zaman zaman. Gezmeyi bir hobi olarak nitelendiremem kendi adıma, ama yeni yerler görmenin, yeni kültürlerle ve insanlarla tanışmanın bardağın dolu tarafına bakmakta bana çok faydası dokunduğunu yadsıyamam.

Bu yazıyı adeta bir ilkokul sloganı patlatarak "Hobimize sahip çıkalım!" bitirmek yerinde olacak gibi :) Size de tavsiye ederim, ilk fırsatta sadece kendiniz istediğiniz istediğiniz için bir şeyler yapmak üzere harekete geçin ve kendinize bir hobi edinin :)

31 Ocak 2011 Pazartesi

Yelkenler Fora!!

Merhaba!

Uzun zamandır hayalimdi bir blog sahibi olmak.  Aklımdan geçenleri, yaptıklarımı, yediğimi-içtiğimi, gezdiğimi-gördüğümü paylaşmak istiyordum.  Zamansızlıktan bir türlü başlayamamıştım maalesef... Şimdi artık kendime ayıracak daha fazla zamanım olabilecek gibi görünüyor, o nedenle "haydi elleri görelim!" diyorum ve bir blog sahibi oluyorum :)

Hedefim her hafta en azından bir kayıt eklemek yönünde, bakalım ne kadar başarılı olacağım?!  İçerik ise karışık, kendi adıma "bardağın dolu tarafı"nı görmemi sağlayan şeyler olacak, biraz gezi, biraz modelcilik, biraz anı ve benden olan daha birçok şey!  Hep tutmaya niyetlenip hiç tutamadığım seyahatnamem olacak sanırım, sadece farklı mekanlarda değil, hayatta dolanıp durmamı anlatan... Umarım çok uzun soluklu olur :)

Hepiniz hoşgeldiniz, bardağın dolu tarafına doğru yolculuğumuz başlıyor!

Halil