12 Kasım 2012 Pazartesi

Çizgiden Dünyalar

Eskiden ziyadesiyle çizgi roman okurdum.  Saman kağıdına kocaman kocaman maceralar vardı ben çocukken.  Öyle şimdikiler gibi kuşe kağıda, içi reklam dolu ve incecik şeyler değillerdi o zaman, baya bir kitap tadında olurlardı.  Köşedeki bakkaldan edinilirdi, pek öyle bir sırayla da yayınlanmazlardı, birbirini takip eden iki sayı bulabilirseniz tam süper olurdu!  Ya da belki de bizim bakkalda durum öyleydi, benim harçlığımın birikmesi ile haftalık yayın zamanı da tam örtüşmüyor olabilirdi, emin olamadım şimdi :P  En güzeli şöyle diyelim, kendi düzenim içinde aldığım için seri yakalayamıyordum.  Zaten de "devamı bir sonraki sayıya" olan yarım maceraları da hiç sevmezdim, ne öyle "arkası yarın kuşağı", hem maceranın devam ettiği sayıyı bulamama ihtimalim de yüksekti. Sonlarına bakıp yarım olanları almaktan imtina etmem de seri yapmamı engellemiş olabilir, bakın şimdi?!

O zaman çok da fazla ayırt etmeksizin okurdum çizgi romanları, gazetelerin verdiklerini de severdim Kaptan Swing (sonradan Kaptan Swing ve Ontario Kurtları'nın gerçekte olmadığını öğrenmek büyük hayal kırıklığı olmuştu), Tom Miks, Zagor filan ama kendi aldıklarım elbette daha değerliydi, Süpermen, Conan, Örümcek Adam, Fantom, Mandrake, vs. Alır götürürlerdi beni uzaklara, olmadık yerlere... Anılarım çoktur kendileriyle, bir de evdeki Asterix, Tintin ve Red Kit'ler vardı, Fransızca olarak, (ortaokulda Fransızca okumak istememde oradaki hikayeleri çözme arzumun olma ihtimali bile var) hazırlık sınıfını bitirene kadar yalanıp durdum karşılarında :) Calvin&Hobbes ile yaşadığım aşk ise dillere destandır gerçekten, kimse beni o kaplanın hayali olduğuna ikna edemez !

Esas kahramanım her zaman Süpermen olmuştur (kendisi hakkında sonra daha kapsamlı yazacağım).  Daha modern çizgi roman anlayışı ile tanışmamı ise Batman sağladı.  Lisedeyken ABD'de kalmıştım bir süre, orada Borders'dan derleme öykülerini almıştım.  Knightfall hikayesi (iki cilt) ve Knightsend hikayesi.  Bayıla bayıla okumuştum onları, halen de döner döner okurum (Nolan'ın en son Batman filminin de hikayesinin özünü anlatır bu seri, Bane ile Batman'in mücadelesi vardır içinde). Serinin zaman içinde başka çizerlerce farklı çizgilerle/tarzlarda aktarılması benim için devrimsel bir yenilikti mesela. Ama aradaki öyküyü (Knightquest) yıllardır bulamıyordum hiçbir yerde (şakası yok 1996'dan beri aranıyordum!) ve bu sefer NYC'de buldum. Yeniden basmışlar seriyi anlaşılan (herhalde filmin etkisi) hemen kaptım bir tane, öykü de pek güzel değilmiş aslında ama seriyi yıllar sonra tamamlamış olmanın haklı gururu var içimde!

Son gözdem ise Sandman serisi, gerçekten çok değişik, ama derlemeleri bir hayli tuzlu biraz yavaş gidiyor tedarikleri dolayısıyla.  Abdülcanbaz serisi de yeniden basıldı, onlar da çok neşeliymiş (hatırlıyorum küçükken rastladığımı ama üç kare üç kare okumayı sevmediğim için düzenli okumamıştım) çizgi romanda bambaşka bir tat, bizden bir doku için tavsiye ederim.

Şimdi ki çocuklar da çizgi roman okuyor mu acaba? Özellikle ABD dizileri etkisiyle çizgi romanları sadece "nerd"ler okur gibi bir hava sezinliyorum inceden, maalesef... Hayal gücümün durduk yere sağa sola doğru yaptığı geometrik zıplamalarda, çocukken okuduğum çizgi romanların etkisi büyüktür, o nedenle umarım okuyorlardır yafu! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder